9783,67%-0,24
35,92% -0,03
37,46% 0,31
3311,72% 0,78
5316,95% 1,35
'Sosyal medyanın aşırı kullanımı psikolojik ve bilişsel sorunlara yol açıyor’
İrem Çağla ZİNCİRLİ- Uğur GÜLBOY/İSTANBUL, (DHA)- UZMANLAR, sosyal medyanın aşırı kullanımının özellikle çocuklar ve gençlerde bilişsel gelişimi olumsuz etkilediğini, dikkat dağınıklığına ve hafıza sorunlarına yol açabileceğini söylüyor. Aynı zamanda depresyon, kaygı bozukluğu ve özgüven problemlerini tetikleyebileceği konusunda da uyarılarda bulunan Klinik Psikolog Beldem Sekban, “Ayrıca bazı psikolojik sorunlara da yol açabilir. Kişinin daha yalnız hissetmesi, özgüven problemleri gibi. Semptom olarak baktığımızda uyku bozukluklarına da neden olabiliyor" dedi. Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Osman Özgür Yalın ise "Sosyal medya, bağımlılık mekanizmasına etki ederek anlık ve geçici doyum sağlıyor. Böylece beyinde birçok sistemi olumsuz etkiliyor" diye konuştu.
Medicana Ataköy Hastanesi’nden Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Osman Özgür Yalın ve Uzman Klinik Psikolog Beldem Sekban sosyal medyanın sağlığa etkileri hakkında bilgi verdi. Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Osman Özgür Yalın, anksiyete, kaygı bozukluğu riskini artırdığını belirterek, “Çünkü sosyal medya, dopamin ilişkili bir doyum yani bağımlılık mekanizması üzerinden etki eden geçici doyum sağlıyor. Anlık bir doyum sağlıyor ve bu birçok sistemi olumsuz etkiliyor” diye konuştu.
‘ÇOCUKLARI GERÇEKLERDEN UZAKLAŞTIRIYOR’
Doç. Dr. Yalın, “Sosyal medyanın yoğun kullanımı özellikle gençler ve çocukların bilişsel gelişimlerini olumsuz etkiliyor ve geciktiriyor. Çünkü beynimiz aynı yemek, içmek gibi sosyal ağlara, iletişime, göz göze temasa, birlikte vakit geçirmeye ihtiyaç duyuyor. Sosyal medya bunlardan çalarak gerçeklerden çocukları uzaklaştırıyor. Bu yüzden oldukça zararlı etkileri beyin üzerinde göstermiş durumda. Sosyal medya, dikkati günlük uzun süreli ve yoğun kullanımlarda azaltıyor. Çocukların dikkati bize göre oldukça kısa. Mevcut dikkatlerinin bozulması hem akademik hem de sosyal anlamda onlara ciddi zarar veriyor. Bu konuda yapılmış çalışmalar sosyal medya kullanımının temporal lob dediğimiz bölgelerde azalmasıyla uzun süreli yol açabildiğini göstermiş durumda” dedi.
‘SOSYAL MEDYA VE ELEKTRONİK CİHAZLARIN KULLANIMI 3 YAŞINA KADAR YASAKLANMALI’
Sosyal medya ve elektronik cihazların kullanımının 3 yaşına kadar yasaklanması gerektiğini belirten Doç. Dr. Yalın, “Ergenlerde de günlük 2 saat geçmeyecek şekilde ve aralıklı olarak kullanılması gerçek hayattan kopmalarının önüne geçecektir. Ayrıca dikkat dağınıklığının ve buna bağlı oluşabilecek uyku bozukluklarının önüne geçmesi anlamında 2-3 saati geçmemeleri önerilmekte. Kesinlikle günlük kullanımının sınırlandırılmış miktarda olması ve sosyal medya yerine gerçek hayatta iletişimlerin artırılması hepimiz için yararlı olacaktır” diye konuştu.
SEKBAN: FİZİKSEL SAĞLIĞINA DA ETKİ EDİYOR
Uzman Klinik Psikolog Beldem Sekban da sosyal medyanın aşırı kullanımının depresyon, anksiyete gibi psikiyatrik rahatsızlıklara yol açabileceğini belirterek, “Bunların dışında bazı psikolojik sorunlara da yol açabilir. Kişinin daha yalnız hissetmesine, özgüven problemlerine yol açabilir. Semptom olarak baktığımızda uyku bozukluklarına neden olabiliyor. Kişinin odağı sürekli orada olduğu için fiziksel sağlığına da dolaylı yönden etki etmiş oluyor. Uyku kalitesi bozulduğu için sağlığında da bozulmalar meydana gelebiliyor” ifadelerini kullandı.
‘KİŞİLER, KENDİNİ DAHA YETERSİZ HİSSEDİYOR’
Sekban, “Gençlerde de yetişkinlerde de aynı şekilde benzer semptomlar gösterebiliyor. Kişiler kendini daha yetersiz hissedebiliyor. Baktığımızda sosyal medyanın iki yönü var. Beden algımıza da etki edebiliyor. Özellikle de gençlerde bunu çok görüyoruz. Çünkü kullanılan filtrelerle, güzellik algısı sanki olması gereken oymuş gibi algılanabiliyor. Böylelikle de kişi kendini daha yetersiz hissedebiliyor. Fiziksel görümünü beğenmeme, beden algı imajında bozulmalara neden olabiliyor. Ayrıca sosyal medyada idealize edilen bir yaşam oluyor. Bu da yine gençlerin aynı zamanda yetişkinlerin de kendilerine gereksiz bir şekilde kıyaslamalarına yol açabiliyor. Bu da yetersizlik duygusunu besleyebiliyor” dedi.
‘YAŞ ARALIĞINA BAKILARAK DENETİMLİ ŞEKİLDE SOSYAL MEDYA KULLANMALARI SAĞLANABİLİR’
Bilinçli kullanımın önemine vurgu yapan Sekban, “Sosyal medyanın zararları olduğu gibi yararları da var. O yüzden amacımız onu tamamen ekarte etmek değil. Ama burada bir sınırlandırma getirilebilir. Özellikle de küçük yaş grubuysa ailelere bir sorumluluk düşüyor. Yaş aralığına da bakarak denetimli bir şekilde sosyal medya kullanmaları sağlanabilir. Çok küçük yaş grubuna sosyal medyayı önermiyorum. Sosyal medya aynı zamanda çok fazla zorbalığın da olduğu bir alan. Bu da küçük yaş grubunu çok daha istismara müsait bir hale getirebiliyor. Denetim bu yüzden önemli hale geliyor” dedi.
‘AİLE İÇİ İLETİŞİMİ OLUMSUZ YÖNDE ETKİLİYOR’
Aile içi iletişimi de olumsuz yönde etkilediğini aktaran Sekban, “Bazen gençler kişisel ihtiyaçlarını bile görmezden gelerek orada duruyor. Bu da zaten tüm odağını orada geçirdiği için aileyle olan iletişimini koparmaya başlıyor. Sosyal medyada doğru bilgiye çok çabuk ulaşabiliyoruz. Ama aynı zamanda çok fazla yanlış bilgi de dolanabiliyor. Bunun için biraz daha iyi araştırma yapmak gerekiyor. Bilinçli kullanımdan kasıtlarımızdan biri de bu aslında. Her bilgiyi doğru kabul etmek yerine biraz daha araştırarak kabul etmek bu konuda daha fayda sağlayacaktır” ifadelerini kullandı.
Sekban, “Bilinçsiz bir şekilde kullanım zararlıdır. Aynı zamanda sosyal medyanın pek çok yararı da mevcut. Örneğin dünyanın neresinde olursanız olun sevdiklerinizle çok kolay ve hızlı bir şekilde iletişime geçmenizi sağlıyor. Hızlı bir şekilde bilgiye ulaşmanızı da sağlıyor. Kişisel gelişimimizi de olumlu yönde etki edebiliyor. Dolayısıyla da sosyal medya sadece zarardır demek çok da gerçekçi olmaz. Zaten dijitalleşmenin etkili olduğu bir dönemde yaşıyoruz ve bu bizim hayatımızın önemli bir parçası. O yüzden sosyal medyanın zararlarından kurtulmak demek direkt bu önemli parçayı atmak demek değil. O önemli parçayı nasıl işlevsel hale getirebiliriz, nasıl doğru bir şekilde kullanabiliriz, ondan yararlanabiliriz. Daha çok buna odaklanmak gerekiyor” dedi.