9951,65%1,11
35,94% 0,22
37,13% -0,56
3306,95% 0,34
5351,06% 0,41
Gülseren KARAPINAR- Fırat ALKIZ / İSTANBUL, (DHA)
Öze Dönüş Platformu 2025-2026 Döneminin Şubat Toplantısı'nda konuşan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, "Biz kendimize özgü bir model ürettik. Yani bize ait değerleri de buraya koyduk. Şimdi bana diyorlar ki 'Niye bize özgü yapıyorsunuz?' Ben de diyorum ki 'Finlandiya'ya mı özgü yapayım, Singapur'a özgü mü yapayım, Güney Kore'ye özgü mü yapayım? Neye özgü yapacağım?' Biz zaten diğer 2 konuda uluslararası göstergelerle eşit durumda kabul edilecek bir müfredat oluşturduk. Yüzlerce rapor okuduk. Bilimsel araştırmalar yaptırdık. Uluslararası raporları okuduk. Bence uzun bir süreç neticesinde bu eğitim öğretiminin başında yani 2024-2025 Eylül eğitim öğretim yılının başında, 9 Eylül'de başladığında 1'inci, 5'inci ve 9'uncu sınıflarda Türkiye Yüzyılı Marif Modeli ile başladık" dedi.
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Topkapı'da bir otelde düzenlenen Öze Dönüş Platformu 2025-2026 Döneminin Şubat Toplantısı'na katıldı. Toplantıya Milli Eğitim Bakanı'nın yanı sıra İl Milli Eğitim Müdürü Murat Mücahit Yentür, Bayrampaşa Kaymakamı Abdullah Çiftçi, Eyüpsultan Kaymakamı Arslan Yurt, okul yöneticileri, öğretmenler ve öğrenciler katıldı.
'HER 80 KİŞİDEN 1 TANESİ ATANMIŞ ÖĞRETMEN'
Programda konuşan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, "Atanmış öğretmen sayısı itibariyle nüfusumuzun, yani gördüğünüz her 80 kişiden bir tanesi öğretmen. Atanmış öğretmen. 1 milyon 200 bin öğretmenimiz olduğunu düşündüğümüzde 18 milyon öğrenci vesileyle her eve giriyoruz. Şu anda resmi okullarımızda çalışan öğretmenlerin yüzde 80'İ AK Parti döneminde, yani Cumhurbaşkanımızın başbakanlığı ve cumhurbaşkanlığı döneminde atanmış durumda. Şu anda yaklaşık 18 milyon öğrencimiz var ve özel okullarla beraber yaklaşık 75 bin tane de okulumuz var. Derslik itibariyle baktığımızda da 735 bin dersimiz var. Şimdi burada çok önemli bazı referanslar var. Öğretmenlerimizin yaklaşık 820 bin tanesi, son atadığımız 20 bin öğretmenle beraber Cumhurbaşkanımızın döneminde atanmış durumda. Derslik sayımızın 2002'deki derslik sayısını ikiye katlamış durumdayız. O da Sayın Cumhurbaşkanımızın bu anlamdaki katkılarını göstermesi açısından önemli. 2002 yılında Türkiye ortalaması bir derslikte temel eğitimde, yani ilkokullarda ve ortaokullarda 36 iken 23'e düşmüş durumda. Orta öğretimde de 30'dan 22'ye düşmüş durumda. Bu rakamlar böyle bakıldığında çok bir şey anlam ifade etmeyebilir ama ortalamalar itibariyle dünyadaki ülkelerin sıçramaları, yaptıkları atılımlar açısından gerçekten devrim niteliğinde. Ben hep şunu söylüyorum, üstünde Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanlığı yazmayalım ve diyelim ki dünyanın herhangi bir ülkesinde yaklaşık 20 yılda derslik başına düşen öğrenci sayısı 36'dan 23'e veya 30'dan 22'ye düşmüş. Öğretmen başına düşen öğrenci sayısı bu hale gelmiş. Bunu eğitim bilimleri fakültelerinde bu ülkede eğitim devrimi yapılmış diye konuşulur. Burada sadece özel okullar değil, bizim muhatap olduğumuz başka kurslar da, başka özel öğretim kurumları da var. O büyüklüğü göstermek açısından bunu söyledim" dedi.
'BİZE AİT DEĞERLERİ DE BURAYA KOYDUK'
Ürettikleri eğitim modeline değinen Milli Eğitim Bakanı Tekin, "Biz kendimize özgü bir model ürettik. Yani bize ait değerleri de biz buraya koyduk. Şimdi bana diyorlar ki 'Niye bize özgü yapıyorsunuz?' Ben de diyorum ki 'Finlandiya'ya mı özgü yapayım, Singapur'a özgü mü yapayım, Güney Kore'ye özgü mü yapayım, Neye özgü yapacağım?'. Biz zaten diğer 2 konuda uluslararası göstergelerle eşit durumda kabul edilecek bir müfredat oluşturduk. Dolayısıyla bununla ilgili zaten birazdan da değineceğim bazı hususlara ve bunu yaparken 2013 yılındaki bu bahsettiğim süreç 2013-2014 itibaren yüzlerce anket yaptık. Yüzlerce rapor okuduk. Bilimsel araştırmalar yaptırdık. Uluslararası raporları okuduk. Bence uzun bir süreç neticesinde bu eğitim öğretiminin başında yani 2024-2025 Eylül eğitim öğretim yılının başında, 9 Eylül'de başladığında 1'inci, 5'inci ve 9'uncu sınıflarda Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli ile başladık" diye konuştu.
'ULUSLARARASI CAMİADA TÜRKİYE'YE YÖNELİK ASILSIZ İDDİALARLA İLGİLİ BİR KOMİSYON OLUŞTURDUK"
Tehcir kelimesinin farklı anlatıldığını ifade eden Bakan Yusuf Tekin, "Benim çok rahatsız olduğum bir şey var. Örnek olsun diye söyleyeyim. Biz programlarımızda yani tarih kitaplarımızda çocuklarımıza 1915 olaylarını anlatırken 'tehcir' ifadesini kullanıyoruz. Tehcir ne demek? Tehcir zorla göç ettirme demek. Ama o olaylardaki mevzu zorla göç ettirme mi yoksa bir iskân politikası mı? mevzuya baktığımızda yaşanan olaylar nedeniyle Osmanlı Devleti olası bir kargaşayı önlemek, o vatandaşlarımızın da can güvenliğini sağlamak için İskan Kanunu çıkartıyor. Sevk ve iskan kanunu. Kanun adı bu. Şimdi kanun adı ve ruhu farklı. Biz çocuklarımıza diyoruz ki 'tehcir kanunu' yani zorla göç ettirdik. Şimdi bu çocuk yetişince dünyanın herhangi bir ülkesine gittiğinde, bir Ermeniyle karşılaştığında, Ermeni'nin kullandığı Türkiye'ye yönelik asılsız ifadeleri şöyle düşünüyor diyor ki 'bize de okulda tarihte tehcir diye öğretmişler. Adam haklı herhalde' diyor. Bu ve buna benzer Uluslararası camiada Türkiye'ye yönelik asılsız iddialarla ilgili bir komisyon oluşturduk ve dedik ki 'bu komisyonumuz bizim programlarımızı bu çerçevede bir değerlendirsin'" ifadelerini kullandı.
'NİYE ÇOCUKLARIMIZ SADECE BİZİ AT SIRTINDA ELDE KILIÇ SAVAŞAN BİR MİLLET OLARAK TANIMLASAN'
Bakan Tekin, "Türk- İslam medeniyeti olarak savaştan başka bir şey yapmadık mı? Niye çocuklarımız sadece bizi at sırtında elde kılıç savaşan bir millet olarak tanımlasan. Biz medeniyeti inşa ettik. Bu medeniyet inşa sürecinde yaptıklarımız, çocuklarımız tarafından bilinmesin mi? Bilinsin. Bilinmesini istiyorum ben. Aynı şekilde Cumhuriyet döneminde ve özellikle de son 22 yılda yapılan Savunma Sanayi'nden, TOG'a kadar bir sürü konuda Milli Kalkınma hamlelerimizi çocuklar öğrensin istedik. Bunu koyduk bana diyorlar ki 'AKP propagandası yapıyorsunuz'. Ya bunların AKP ile bir alakası var mı arkadaşlar? Bunlar bizim millet olarak, devlet olarak yaptığımız şeyler" dedi.