9961,34%1,33
35,39% 0,18
36,36% 0,11
3029,69% 0,29
4856,23% 0,00
34 yıllık keçe ustası, geleneksel mesleği modernleştirerek yaşatıyor
Seza Nur ALPDÜNDAR/İZMİR, (DHA)- TÜRK kültüründe önemli bir yeri olan keçecilik, kaybolmaya yüz tutan meslekler arasında yer alıyor. 34 yıldır keçecilik yapan Kültür ve Turizm Bakanlığı’na kayıtlı ilk kadın keçe ustası ve Somut Olmayan Kültürel Miras Taşıyıcısı ünvanına sahip Ayfer Güleç (62), "Bu toprakların estetiğini, rengini, keyfini, zevkini, kültürünü, zarafetini ve modern insanın ihtiyacı olabilecek üretim çeşitliliğini ortaya koyuyorum. Keçeyi modern insanların sevebileceği bir yöne, kaba kumaştan ekolojik moda diyebileceğiniz ürünlere dönüştürerek mesleğin yaşamasına katkı sunuyorum" dedi.
Geçmişi yüzlerce yıl öncesine dayanan, Türk kültüründe önemli bir yeri olan keçecilik, kaybolmaya yüz tutan meslekler arasında bulunuyor. Koyun ve kuzu yününden yapılan, soğuğa karşı güçlü koruma özelliğiyle öne çıkan keçe, Türkiye'de sayılı ustalar tarafından yapılıyor. İzmir'in Seferihisar ilçesi Atatürk Mahallesi'nde yaşayan Kültür ve Turizm Bakanlığı'na kayıtlı ilk kadın keçe ustası ve Somut Olmayan Kültürel Miras taşıyıcısı unvanına sahip Ayfer Güleç de 34 yıldır keçecilik mesleğini yapıyor. Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Eğitim Fakültesi Resim Bölümü mezunu olduğunu, uzun yıllar resim öğretmenliği yaptığını söyleyen Güleç, "60 yaşında Süleyman Demirel Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü Geleneksel El Sanatları Bölümü'nde yüksek lisansımı tamamladım. 34 yıldır keçe yapıyorum" ifadelerini kullandı.
'KÜLTÜR ÜRÜNÜ KAYBOLSUN İSTEMEDİM'
Keçeciliğe başlama hikayesini anlatan Güleç, ustasının Balıkesir Savaştepeli Muharrem Şengül olduğunu belirterek, şunları söyledi:
"Ustam kız kardeşimin eşi tarafından akrabamız oluyor. 1991 yılında onu ziyaret ettiğimde atölyesiyle evi aynı avlu içerisindeydi. Keçe yaparak ailesini geçindirmekte zorluk çekiyordu. Çünkü artık çobanlar kepenek kullanmıyordu, gelin keçesini talep eden yoktu. 6 ay kadar atölyesi kapalı kalıyordu. Ben de ona destek vermek istedim. Farklı mecralara taşırsak kullanımı yaygınlaşır, ustama da ekmek kapısı açılır, diye düşündüm. Çadır ve semer keçesi, yer yaygısı işlevsel ürünler ama bir süre sonra kullanım alanı yok oldu. Keçe, neolitik dönemden bugüne geleneksel yöntemle yapılan ve koyunun yetiştiği her yerde bilinen bir kültür ürünü. Aileniz, koyun sürünüz, atınızla yaylaya çıkıyorsunuz. Koyunu kırkarak bir yaşam alanı oluşturuyorsunuz. Yer yaygınızı, yeleğinizi, patiğinizi, şapkanızı, çocuğunuzun beşiğini ve koyunun su içtiği yalağı bile keçeden yapabilirsiniz. Bu kadar ekolojik bir malzeme ve Anadolu topraklarının ruhunu yaşayan bir kültür ürünü kaybolsun istemedim. 34 yıldır keçe üretiyorum. Ustam, 'Herkes keçe yapar ama önemli olan üstüne koydukların' derdi. Bu toprakların estetiğini, rengini, keyfini, zevkini, kültürünü, zarafetini ve modern insanın ihtiyacı olabilecek üretim çeşitliliğini ortaya koyuyorum. Keçeyi modern insanların sevebileceği bir yöne, kaba kumaştan ekolojik moda diyebileceğiniz ürünlere dönüştürerek mesleğin yaşamasına katkı sunuyorum."
'KÜLTÜR ELÇİSİYİM'
Seferihisar Atatürk Mahallesi'nde 2011 yılında atölye açan Güleç, "Atölye kurulduğunda somut olmayan kültürel miras taşıyıcılarını arttırmak adına köydeki kadın arkadaşlarıma kurs verdim. Kendi kültürümüzü markalaştırmak, yörede yaygınlaştırmak ve tanıtmak, Anadolu'daki yaşayan kültürleri markalaştırmak adına, daimi üretim yapıyoruz. Yılda 20'nin üzerinde uluslararası ya da ulusal fuar, festival daveti alıyorum. Kendi kültürümüzü ve yaşadığım şehri tanıtma fırsatı buluyorum. Kültür elçisiyim diyebilirim. Bugüne kadar 7 çırak yetiştirdim. Çıraklarımın bir kısmı kendi markalarını oluşturdular. Bir kısmı olgunlaşmada ve halk eğitimde öğretmenlik yapıyor. Somut olmayan kültürel miras taşıyıcısı olarak yaptığım işin aşkla üretilmesi gerektiğini sevgi, saygı ve sabır gerektirdiğini söyleyebilirim. Yaşadığı dünyayı, toprakları seven insanların kendi kültürüne sahip çıkması gerekiyor" dedi.
‘OĞLUMU DA YANIMDA YETİŞTİRİYORUM'
Seferihisar'da 4 nesildir keçecilik yaptıklarını dile getiren Süleyman Kumcu (45) ise "Keçecilik babamın dedesinden bana geçti. Isparta'da halihazırda bir atölyemiz var. Babamı pandemide kaybettikten sonra atölye kapandı ama ben çocukluğum ve gençliğimde birebir babamlardan öğrendiğim için devam ettiriyorum. Ayfer hocayla keçe üzerinde çalışmalar yaparken tanıştık. Onun atölyesinde şu anda yöresel olarak yaptığımız Anadolu motifleriyle keçe imalatı yapmaya devam ediyorum. İlerleyen süreçte kendi atölyemi açıp modern keçeyle geleneksel keçeyi bir araya getirip, bu mesleği devam ettirmeyi planlıyorum. Oğlumu da yanımda yetiştirmeye çalışıyorum. Bu mesleğe yönelen insanlar genelde hobi amaçlı düşünüyor. Mesleği devam ettirmek gibi düşünceleri yok. İlerleyen süreçte kendi atölyemizi açarsak dede mesleğimizi devam ettireceğiz" diye konuştu. (DHA)
FOTOĞRAFLI