Ülkemizde ve Dünyada olup biten olaylara, nefis planında kısır çekişmelerin cebelleştiği "siyaset" aklı ile yaklaşmanın değil "Türk Devletsiz yapamaz" düsturu ile genetik yapımıza işlemiş geleceğe taşınması ve devamlılığı zorunlu "Devlet" aklı ile yaklaşmanın daha sağlıklı olacağı kanaatindeyim..
Siyaset aklı particilik taassubu ile değerlendirmelerini yaparken, Devlet aklı rasyonalitenin şartlarına göre tavırları/hamleleri belirler..
İşte "devlet aklı" ile yaklaşmak hamlelerin kimliğini/özelliklerini/menfi müspet doğurabileceği sonuçları görme/görebilme keyfiyetiyle ilgili bir hususiyet..
Coğrafyayı doğru okuyan, bölgesel olayları doğru yorumlayan TÜRKİYE, katı mezhepçi İran ile soykırımcı/katliamcı İsrail çatışmalarının savaş alanına çevirerek tarumar ettiği yakın coğrafyamıza barışı ve huzuru getirmenin gayreti içersindedir. Bu aynı zamanda tarihin omuzlarımıza yüklediği bir sorumluluktur..
Türkiye aynı zamanda ülkemizin/sınırlarımızın güvenliğinin de sınırların ötesinden başladığının bilincindedir..
Üst düzey temaslarla olağanüstü gayretlerle "Türk Barışı" adı altında atılan dostlukların temelini, kurulan birliktelikleri, görmeliyiz.
Her daim Kıbrıs Türk Cumhuriyetine sahip çıkarak Macaristan'dan Orta Asya Türk Devletlerine "Türk Devletleri Birliği Teşkilatı"nın önemini vurgulayarak Dünyada barışın ve huzurun tesisi için mazlum milletlere umut olduğumuzu, barışın ve huzurun güvencesi için kabul görüldüğümüzü, bilmeliyiz/görmeliyiz/görebilmeliyiz...
Ancak..
Türkiye'ye karşı tehlikelerinde çok büyük olduğunun idrakiyle..
Nefsi hesapların tuzağına düşmeden, basit nüanslarla hiçkimseyi uzaklaştırmadan, ötekileştimeden..
Aklıselim ile birlikteliğimizi her geçen günden daha fazlasıyla kenetleyerek geleceğe taşımalıyız.
Sevgi saygı ve dualarımızla