Yöresel ve ülkesel düşünebilmek kadar bölgesel ve de küresel düşünmek/düşünebilmek aklın ve ilmi siyasetin gereğidir.
17 nci asır dahil her miladi asrın artı eksik 20 yıl başlarında Türk toplumunun değer yargılarının değiştiği görülür.
İçinde yaşadığımız asırda olduğu gibi..
Herkesin, bulunduğu yer, zaviye ve seviyeden bakış ve değerlendirmeleri bireysel olarak doğrudur, yanlıştır diyemeyiz.
Farklılıklar kopuş, ayrılış, savruluş ve ötekileştirme sebebi olmamalıdır.
Bundan dolayı günümüzün sosyolojisini iyi okumak, tespitleri yerli yerinde yapabilmek, tedbirleri alabilmek, tarihsel şuur içersinde toplumsal dinamiği ayakta tutabilmek, Devlet-i ebed müddet inancı ile duyuş ve duruşu sergileyebilmek esastır.
Bilişim çağındayız. Sosyal medya ağına takılmadan, subliminal mesajların tuzağına düşmeden bölgesel ve küresel düşünebilmeliyiz.
Bölgesel ve küresel oyunları es geçerek, kısa vadeli çıkarlara dayalı siyasetin girdabında kurumların ve kişilerin hangi çıkmaz/karanlık sokaklara savrulduğunu hep beraber gördük/görmekteyiz..
Sosyal entropi metodlarıyla enerjimiz boşa akmaktadır.
Ülke genelinde hangi görüşten olursak olalım, toplumumuzun birlik beraberliğe ihtiyacı var.
Bunun için "tasada, kederde, kıvançta" bir ve beraber olanlar, Türk Milletinin milli/manevi değerleriyle varlığını geleceğe taşıma sevdasında olanlar, geçen yüzyılın alışkanlıklarını terkederek, bütüncül olarak bilgiyle/liyakatla/samimiyetle/özveriyle/üstün bir gayretle, bardağın boşundan yola çıkarak dolusunu boşaltmanın değil dolusundan yola çıkarak boşunu doldurmanın moral motivasyonuyla "bu asrın" konseptine uygun sonuç odaklı davranışlarını kabiliyetlerini ortaya koymalıdırlar.
Kendi içimizde kaynaşarak, gençlerle el ele, toplumla bütünleşerek..
Sevgi saygı ve dualarımızla