06 Şubat'ta Kahramanmaraş merkezli bir deprem meydana geldi ve 11 il etkilendi. Etkilenen iller arasında en çok hasar alan illerden biriyiz. Yerel seçimlerin yaklaşmasıyla belediye başkan adaylıkları da yakında belli olacak.

Bu dönemde konuşulan iddialar arasında "Deprem bölgesi şehirlerde belediye başkanlarının değişeceği" konusu ön plana çıkıyor. Başkanların yıprandığı ve şehrin hızlı bir şekilde yeniden yapılandırılmasının hesaplandığı söyleniyor.

Ancak şehrin hızlı bir şekilde yeniden yapılandırılması için yeni bir isim arayışına girilmesi, işleri daha da zorlaştıracaktır. Çünkü bu iddia kendi içinde çelişkilidir.

Bir kere, şehir merkezinin tamamen yok olduğu ve sıfırdan yeni bir şehir kurulacağı bir felaketin yaşandığı düşünüldüğünde, şehri tanımayan ve sadece nüfus cüzdanında Malatya yazan birisinin şehre ne kadar katkı sağlayabileceği düşünülebilir.

Şehrin ayağa kaldırılması için gerekli olan şehri tanıma süreci, hayırlı olsun ziyaretleri, ekip kurma, STK'larla ve daire başkanlarıyla tanışma gibi işler zaman alacaktır. Deprem sonrası enkaza dönen bir şehir için bir gün bile boşa harcanacak zamanı yoktur.

Şehrin en ücra köşelerini bilen, sorunlara hakim olan ve işleyen bir düzene sahip olan belediye başkanının değiştirilmesi, en büyük zaman kaybı olacaktır.

Evet, yaşanan felaketten sonra belediye başkanları ve muhtarlar zor zamanlar geçirdi. Vatandaşların günlük yaşamlarını kolaylaştırmak için çözümler üretmek için gece gündüz emek sarf ettiler. Aynı zamanda depremzedeler olarak vatandaşlarla aynı sıkıntıları yaşadılar.

Asrın felaketini yaşayan bir şehrin tüm sorunlarını belediyelere yıkmak haksızlık olur. AFAD'ın depremzedelere yaşattığı sorunlar, enerji aksaklıkları, yükselen kira fiyatları, fırsatçılık yapanlar, konteynır iş yeri dağılımı, orta hasar sorunları, yerinde dönüşüm sorunu gibi birçok sorun var ve halen devam ediyor.

Şimdi bütün bu sorunları sadece mevcut belediye başkanlarına yıkmak ve onları yıprattım demek haksızlık olur. Elbette ki değişim kaçınılmaz, değişim olacaktır. Ancak şehrin acilen ayağa kalkması için mücadele veriliyorsa, dışarıdan bir isim getirilerek daha iyi bir çözüm sunulması şehrin kaybına neden olacaktır.

"Bugüne çözüm üretirken şehri geleceğe hazırlamak" sloganıyla hareket ettiğimizi her zaman söyleriz. Şehrin canlanması için en önemli şey şehrin ekonomik olarak ayağa kaldırılmasıdır. Şehrin ekonomik canlanması ise depremde yerle bir olan şehir esnafına çözüm üretmekle mümkün olacaktır.

Malatya Büyükşehir Belediyesi bu konuda önceliği şehir esnafına verdi ve onlar için geçici yerler temin ederek ticaretin devamını sağladı. Örneğin Cumhuriyet Meydanı'nın otopark kısmında "Kuyumcular Çarşısı" ve konteynır dükkanlar yapıldı. Millet Bahçesi'nde "Tekstil Atölyesi" kuruldu ve yüzlerce kişiye istihdam sağlandı.

Maliye binasının yanındaki otoparka geçici iş yeri yapılarak "Balıkçılar ve Kasaplar" için tahsis edildi. Büyükşehir Belediyesi yanına 350 adet konteynır dükkan yapıldı ve esnaflara verildi. Matim İş Merkezi'nde 200 dükkanın tamiratı tamamlandı ve şimdi orada vatandaşlar alışveriş yaparak esnafa destek oluyor.

Bakırcılar ve sobacılar için 180 geçici dükkan teslim edildi. Peynir ve şarküteri esnafı için geçici konteynır dükkanlar faaliyete geçirildi. Yeni Buğday Pazarı ise zahire ve bakliyat işi yapan esnaflar için hizmete açıldı.

Tüm bunlar şehrin ekonomik çarkının dönmesi için yapılan mücadeledir. Şehirde işleyen bir düzen olduğunu göstermektedir. Şu anda işler devam ederken yeni bir isimle bu düzeni değiştirmek şehre zarar verecektir.

Şehrin gelecekte daha iyi bir hale gelmesi için bugünden çözümler üretmeliyiz. Bunu yaparken işleyen bir düzeni frenlemek yerine, daha iyi bir gelecek için hareket etmeliyiz.