Vakıf Mülklerinde Usulsüz Kiralamaya Geçit Yok!

Antalya Vakıflar Bölge Müdürlüğü, vakıf taşınmazlarının izinsiz kullanımı ve alt kiraya verilmesine karşı alınan önlemler hakkında yazılı bir açıklama yaptı. Yapılan açıklamada, “İzinsiz kullanım ve taşınmazların alt kiraya verilmesi gibi durumlara karşı etkin mücadele yürütülüyor.” denildi.

Antalya Vakıflar Bölge Müdürlüğü, vakıf taşınmazlarının izinsiz kullanımına ve alt kiraya verilmesine yönelik denetimlerini artırdığını duyurdu. Yapılan açıklamada, düşük bedelle kiralanan mülklerin fahiş fiyatlarla üçüncü kişilere devredilmesinin engellenmesi amacıyla kapsamlı bir denetim süreci başlatıldığı vurgulandı. Müdürlük, bu süreçte vakıf kültürünün korunması ve taşınmazların hakkaniyetli bir şekilde kullanılması için kararlılıkla çalıştığını belirtti.

Müdürlük, kamu kaynaklarının etkin bir şekilde kullanılması ve vakıf taşınmazlarının korunarak gelecek nesillere aktarılması için denetim süreçlerini sürdüreceğini ve herhangi bir ihmal ya da kötüye kullanıma müsamaha göstermeyeceğini açıkladı.

İşte o açıklama; 

“Antalya Vakıflar Bölge Müdürlüğü, vakıf taşınmazlarının izinsiz kullanımı ve alt kiraya verilmesine karşı başlattığı sıkı denetimlerle, düşük bedelle kiralanan mülklerin fahiş fiyatlarla üçüncü kişilere devredilmesini önlemeye kararlı adımlar atmaya devam edecektir. 

Antalya, yüzyıllardır süregelen vakıf kültürünü yaşatan önemli bir merkez olmaya devam ediyor. 1574 yılında Sadrazam Kuyucu Murad Paşa tarafından kurulan ve o dönemin hukuki düzenlemelerine uygun olarak sahih bir vakıf olarak tescillenen Murad Paşa Vakfı, bugün de topluma hizmet etmeye devam edecektir. Vakıf, yalnızca taşınmazların korunmasıyla değil, aynı zamanda bu mirasın toplumsal faydaya dönüştürülmesiyle de hakkaniyetli tutumunu devam ettirmekte kararlıdır. 

Hukuki Temellerle Tarihi Mirasın Korunması

Murad Paşa Vakfı’nın taşınmazları, 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu kapsamında şeffaf bir şekilde yönetilir. İzinsiz kullanım durumunda, ilgili kişiler hakkında “Fuzuli Şagil” (işgalci) olarak işlem başlatılıyor ve ecrimisil (haksız kullanım tazminatı) talep edilir. Bu uygulamalar, yalnızca taşınmazların korunmasını değil, aynı zamanda vakıf gelirlerinin hakkaniyetle kullanılmasını sağlar.

2886 Sayılı Kanun’nun 75. Maddesi hükmüne göre ;

Ecrimisil ve tahliye: Madde 75 – Devletin özel mülkiyetinde veya hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmaz malları, özel bütçeli idarelerin mülkiyetinde bulunan taşınmaz mallar ve Vakıflar Genel Müdürlüğü ile idare ve temsil ettiği mazbut vakıflara ait taşınmaz malların, gerçek ve tüzelkişilerce işgali üzerine, fuzuli şagilden, bu Kanunun 9 uncu maddesindeki yerlerden sorulmak suretiyle, idareden taşınmaz ve değerleme konusunda işin ehli veya uzmanı üç kişiden oluşan komisyonca tespit tarihinden geriye doğru beş yılı geçmemek üzere tespit ve takdir edilecek ecrimisil istenir. Bu hususta Sayıştay Başkanlığının raporunda Belediye ve mücavir alan sınırları içinde ve planlı alanlarda tarım dışı kullanımlar için ise taşınmazın emlak vergisine esas asgari değerin üzerinden ecrimisilin tespit edileceği hususunda raporu bulunmaktadır.

Ecrimisil talep edilebilmesi için, idarelerin işgalden dolayı bir zarara uğramış olması gerekmez ve fuzuli şagilin kusuru aranmaz.212223 (Ek cümle: 23/7/2010-6009/24 md.) Ecrimisile itiraz edilmemesi halinde yüzde yirmi, peşin ödenmesi halinde ise ayrıca yüzde onbeş indirim uygulanır. Ecrimisil fuzuli şagil tarafından rızaen ödenmez ise, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil olunur. Kira sözleşmesinin bitim tarihinden itibaren, işgalin devam etmesi halinde, sözleşmede hüküm varsa ona göre hareket edilir. Aksi halde ecrimisil alınır. İşgal edilen taşınmaz mal, idarenin talebi üzerine, bulunduğu yer mülkiye amirince en geç 15 gün içinde tahliye ettirilerek, idareye teslim edilir.

5737 Sayılı Vakıflar Kanunu’nun 23. maddesinde “ Vakıfların malları üzerinde zilyetlik yoluyla kazanma hükümleri uygulanamaz.” Denilmektedir, ayrıca aynı kanunun 77. maddesi hükmünde “Genel Müdürlüğe ve mazbut vakıflara ait taşınmazlar Devlet malı imtiyazından yararlanır, haczedilemez, rehnedilemezler. Tüm iş ve işlemleri, her türlü vergi, resim, harç ve katılım payından istisnadır.” Denilmekle Vakıflar Genel Müdürlüğü ile Mazbut Vakıflara ait taşınmazların Devlet Malı olmadıkları ancak devlet malı imtiyazından yararlanacağı, yani yukarıda bahsettiğimiz gibi işgal edilmesi halinde 2886 saylı yasa hükümlerinden yararlanmakla, aynı zamanda vergi ve harçlardan muaf oldukları açıkça ifade edilmiştir. Ancak Söz konusu taşınmazlar Vakıf Tüzel Kişiliğine aittir. Bu taşınmazların yönetimi tamamen Hazine Malı gibi düşünülmemelidir. Söz konusu taşınmazların yönetimi Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından Kanun ve yönetmeliklere göre yapılmaktadır. Hazine Mallarının yönetiminden ayrı bir hukuki statüye sahiptirler.

Antalya Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nün Denetimleri:

İzinsiz kullanım ve taşınmazların alt kiraya verilmesi gibi durumlara karşı etkin mücadele yürütülüyor.

Düşük bedelle kiralanan vakıf taşınmazlarının, yüksek fiyatlarla üçüncü kişilere kiralandığı tespit edilen durumlarda, hukuki yaptırımlar devreye sokulur.

Gelirler Sosyal Yardımlara Dönüştürülüyor

Antalya Vakıflar Bölge Müdürlüğü, elde ettiği gelirleri ihtiyaç sahibi vatandaşlara destek için kullanır. Yetim ve öksüzlere yardım, öğrencilere burs, çeyiz desteği ve toplu sünnet organizasyonları gibi projelerle toplumsal dayanışmayı güçlendiren çalışmalar yürütülüyor.

Gelir Artırıcı Projeler:

• Vakıf taşınmazlarının değerini artırmak için lokasyon bazlı yatırımlar yapılıyor.
• Özel okul, hastane, işyeri ve konut projeleriyle hem gelir artırılıyor hem de toplumsal fayda sağlanıyor.

Halkın Emaneti, Geleceğin Güvencesi

Antalya Vakıflar Bölge Müdürlüğü, vakıf mallarını yalnızca bir taşınmaz değil, halkın emaneti ilkesiyle yönetir. Yetkililer, “Vakıf malları, ihtiyaç sahiplerinin hakkıdır. Bu emaneti korumak, geçmişimize olan borcumuzdur.” ilkesiyle hakkaniyetli ve kararlı yönetimi devam ettiriyor. 

Adalet ve Hakkaniyet Temel İlke

Bu çalışmalar, yalnızca tarihi mirası koruma değil, aynı zamanda toplumsal dayanışmayı güçlendirme amacını taşıyor. Vakıf taşınmazlarının doğru şekilde değerlendirilmesi ve korunması, sadece kurumların değil, toplumun tamamının desteğiyle mümkün.

Antalya Vakıflar Bölge Müdürlüğü, tüm çalışmalarında adalet ve hakkaniyeti ön planda tutarak, vatandaşların mağduriyet yaşamamasını amaçlar. Vakıf mallarını değerlendirirken halkın ve devletin çıkarlarını gözeten bölge müdürlüğü, vakıf kültürünün topluma sunduğu yardımları genişletmek için büyük bir çaba gösterir.

Yüzlerce yıllık vakıf geleneği, geleceğe aktarılmaya devam ederken, Antalya Vakıflar Bölge Müdürlüğü, bu kutsal mirasın bekçisi olmaya kararlıdır.”