Tarih: 22.10.2024 15:45

İstanbul- Bakan Kacır: Tecrübelerimiz, savunma sanayisinde millî teknolojiler geliştirmekten başka alternatifin söz konusu olmadığını gösterdi

Facebook Twitter Linked-in

Veli GÜLCAN- Hadican EROL / İSTANBUL, (DHA)- Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, SAHA EXPO 2024 Fuar'ı açılış törenine katıldı. Açılışta konuşan Kacır, "Milli güvenlik stratejilerimize çerçeve çizmeye çalışan, ülkemizi masada ve askeri sahada zayıflatmak isteyen ülkelerin örtülü ve açık ambargolarına uzun yıllar maruz kaldık. Parasını ödediğimiz savunma ürünlerinin tedarikinde ve bakım süreçlerinde türlü zorluklarla karşılaştık. Tecrübelerimiz savunma sanayisinde millî ve özgün teknolojiler geliştirmekten başka bir alternatifin bizler için söz konusu olmadığını gösterdi" dedi.

SAHA EXPO 2024 Savunma, Havacılık ve Uzay Sanayi Fuarı, İstanbul Fuar Merkezi'nde düzenlenen açılış töreniyle başladı. Törene, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Türkiye Savunma Sanayii Kurumu Başkanı Haluk Görgün, SAHA İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Bayraktar ve diğer ülkelerin bakanları ve komiteler katılım sağladı. Bakan Kacır törende bir konuşma gerçekleştirdi.

'BİR YILDA 40 BİNDEN FAZLA İNSAN İSRAİL TARAFINDAN ÖLDÜRÜLDÜ"

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, "İsrail'in bir yılı aşan zamandır Filistin topraklarında sürdürdüğü soykırımı canlı yayında izlemekle yetinen bir dünyada hukuktan söz edilebilir mi? Bir yılda 40 binden fazla insan İsrail tarafından öldürüldü. 2 milyona yakın insan evinden, yerinden edildi. İsrail hükümeti, şimdi çatışmayı başka ülkelere taşıyor. Bütün bunlara Uluslararası kurumların seyirci kaldığı bir sistemin güven telkin etmesi söz konusu olabilir mi? Bugün dünyanın hiçbir yerinde ortaya çıkan çatışmalar uluslararası sistem tarafından çözüme kavuşturulamıyor. Birleşmiş Milletler'in mevcut sistemi insanlık için adaleti tesis etme kabiliyetini haiz değil. Öte yandan, dünyanın farklı coğrafyalarında terör örgütleri, farklı aktörler tarafından kullanılıyor, ülkelerin barış ve istikrarını tehdit etmeyi sürdürüyor. Böyle bir tabloda ülkeler, askeri caydırıcılık için daha fazla yatırım yapıyor. Bakınız, yalnızca geçtiğimiz on yılda küresel savunma sanayi harcamaları 1,75 trilyon dolardan 2,45 trilyon dolara çıktı. Dünyadaki krizlerin ve çatışmaların en yoğun yaşandığı coğrafi hat içinde yer alan bir ülke olarak bu tabloya kayıtsız kalma lüksüne sahip değiliz. Hem sınırları dışından gelen tehditlere hem de sınırları içinde on yıllardır süren terör saldırılarına maruz kalmış bir ülkenin kalkınma yolculuğuna nasıl prangalar vurulduğunu bizzat müşahede ettik. Milli güvenlik stratejilerimize çerçeve çizmeye çalışan, ülkemizi masada ve askeri sahada zayıflatmak isteyen ülkelerin örtülü ve açık ambargolarına uzun yıllar maruz kaldık. Parasını ödediğimiz savunma ürünlerinin tedarikinde ve bakım süreçlerinde türlü zorluklarla karşılaştık. Tecrübelerimiz, savunma sanayisinde millî ve özgün teknolojiler geliştirmekten başka bir alternatifin bizler için söz konusu olmadığını gösterdi" ifadelerini kullandı.

'TERÖRÜ VATAN TOPRAKLARINDAN KAZIDIK'

Kacır, 2002'de sadece 62 savunma projesi yürütüldüğünü belirterek, "Bu sayı mevcutta 1000'in üzerine çıkmış durumda. Türkiye'nin millî ve özgün savunma sanayi ürünleri, artık dünyada savaş paradigmasını ve jeopolitik dengeleri değiştirici unsurlar olarak tanımlanıyor. Hava platformlarından deniz platformlarına, kara araçlarından uzay sistemlerine kadar pek çok kritik alanda, yerli ve milli teknolojileriyle yeni çağın lider ülkeleri arasında yer alma yolunda hızla ilerliyoruz. Küresel ölçekte savaş paradigmalarını değiştiren İHA'larımız ve SİHA'larımızla terörü vatan topraklarımızdan kazıdık. Sınırlarımızda ülkemizi tehdit eden terör unsurlarının barınmasına müsaade etmiyoruz. Milgem projeleri ve TCG Anadolu ile mavi vatanda ve uluslararası sularda özgürce yol alıyoruz. Değer zincirinde barındırdığı 3 bin 500'ü aşkın firması ve 90 binin üzerinde nitelikli insan kaynağıyla savunma sanayimiz başarılarına her geçen gün yenilerini ekliyor. 2002 yılından bugüne savunma sanayiinde 883 yatırım için teşvik belgesi düzenledik. 128 milyar lira sabit yatırımın önünü açtık. Dünya'da az sayıda ülkenin sahip olduğu, alanında en gelişmiş test ve üretim merkezlerini ülkemize kazandırdık. Milli araştırma kurumumuz TÜBİTAK aracılığıyla da 1.493 savunma sanayi projesine ve 2.233 bilim insanına ve gencimize 38,3 milyar lira destek sağladık. Savunma sanayimizin ihtiyaç duyduğu nitelikli Ar-Ge çalışmalarını gerçekleştirdik" dedi.

"YAKIN GELECEKTE SEKTÖRDEKİ KONUMUMUZUN DAHA DA GÜÇLENECEĞİNE İNANIYORUM"

Törende Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler de konuşma yaptı. Güler konuşmasında, Türkiye'nin savunma sanayi alanında kendi güvenlik ihtiyaçlarını karşılamakla kalmayıp, uluslararası pazarda da söz sahibi bir ülke konumuna ulaştığını belirtti. Güler, "Başta hava ve deniz platformları olmak üzere ürettiğimiz sistemler küresel ölçekte rekabet avantajı sağlamaktadır. Bu durumun sürdürülebilir olması için ülkemizin bilimsel ve teknolojik alt yapısının geliştirilmesi, nitelikli iş gücümüzün artırılması ve yenilikçi adımlar atılması yönünde politikalar oluşturuyoruz. Bu politika ve uygulamalar çerçevesinde kara, deniz ve havanın yanı sıra uzayı da kapsayan projelerimizin birer birer hayata geçmesi ile yakın gelecekte, sektördeki konumumuzun daha da güçleneceğine inanıyorum. Küresel ve bölgesel düzeyde yaşanan jeopolitik sorunlar ülkeler arasındaki ilişkileri yeniden şekillendirirken aynı zamanda dünyanın barış ve istikrarının önünde de büyük bir engel olarak durmaktadır. Nitekim Rusya-Ukrayna arasında uzun süredir devam eden savaş, İsrail'in, dünyanın gözü önünde Gazze'de sergilediği barbarlık, Yine İsrail'in başta Lübnan olmak üzere çevre ülkelere karşı gösterdiği saldırganlık ve bu eylemlerin ortaya çıkarmakta olduğu sonuçlar güney coğrafyamız ile birlikte tüm dünyayı da tehdit etmektedir. Bunlara karşı Türkiye Karadeniz ve Orta Doğu başta olmak üzere gerginliklerin sürdüğü her yerde barış ve istikrarın yeniden tesis edilmesi için, Cumhurbaşkanı'mızın liderliğinde çok kapsamlı girişimler sürdürülmektedir. Yaşanan bu kaotik ortamda çok daha iyi anlaşılmıştır ki, en etkili savunma ve güvenlik ülkeler arasında kurulacak olan güçlü iş birliği ve diyalog ile mümkündür. İnsanlık, bu iş birliği ve diyaloğa her zamankinden çok daha fazla ihtiyaç duymaktadır. SAHA EXPO gibi uluslararası organizasyonlar da bu iş birliklerinin sağlanmasında kilit rol üstlenmektedir. İlgili kurumlar arasında köprü olan bu tür etkinlikler sayesinde dost ve müttefik muhataplarımız ile buluşma olanağı yakalıyor, stratejik hedeflerimizin gözden geçirilmesi fırsatını buluyor ve Yeni düzenlemelere ihtiyaç duyulup duyulmadığını yakından takip ediyoruz" ifadelerini kullandı.

Yerli ve yurtdışından bin 200'den fazla firmanın katılım sağladığı fuar 26 Ekim'e kadar açık kalacak ve 150 binden fazla ziyaretçi ağırlanması hedefleniyor.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —