10121,52%-1,02
40,24% 0,11
46,93% 0,54
4336,90% 0,94
6880,30% -0,39
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, İsrail’in Şam’a bugün gerçekleştirdiği saldırılara ilişkin, "İsrail yol yakınken, istikrarsızlık oluşturan politikalardan vazgeçmeli. Bu sadece bölge için değil, İsrail için de çok tehlikeli bir durum. Uluslararası camianın büyük bir hassasiyet gösterip İsrail'e dur demesi gerekiyor." dedi.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, gayriresmi Kıbrıs toplantısı için bulunduğu New York’ta, İsrail’in Suriye'ye yönelik saldırılarını ve Kıbrıs konusunu değerlendirdi. Bakan Fidan, İsrail’in Şam’a bugün gerçekleştirdiği saldırılara ilişkin, "İsrail bölgede epey bir süredir fiili istikrarsızlaştırma politikası izlemekte. Bunu yaparken de kendi milli güvenlik önceliklerini esas alıp, bölgedeki hiçbir kurala, kaideye, başka ülkelerin haklarına, egemenliklerine, toprak bütünlüğüne dikkat etmeden ortaya koyduğu bir politika var. Bu ilk önce Gazze'de başladı, sonra Batı Şeria'ya gitti, sonra Lübnan'a, sonra İran'a, şimdi de Suriye'ye. Tabii bölgede bu istikrarsızlaştırma faaliyetlerini bölge ülkeleri çok yakından takip ediyor. Hep beraber bu konuda büyük bir koordinasyon ve çalışma içerisindeyiz. Bunu tolere etmemiz mümkün değil. Bu bölge bizim bölgemiz, burada tek taraflı bir istikrarsızlaştırma asla kabul edilemez. Suriye'de Cumhurbaşkanımızın büyük emekleriyle, diğer devletlerin de katkılarıyla, başta Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa Birliği, Suudi Arabistan ve bölgedeki diğer ülkelerin hep beraber kurdukları ve tarihe örnek olacak bir iş birliğiyle ortaya koydukları bir yeni yol haritası var. 8 Aralık'tan sonra Şam'da yönetime gelen yeni iktidar uluslararası kabul görmüştür, yaptırımlar kaldırılmıştır ve bölgede gerçekten uzun bir zaman sonra umut verici bir başlangıç ortaya çıkmıştır. Biz Türkiye olarak; bölge ülkeleriyle, Amerika'yla yakın diyalog içerisinde bunu daha da yaygınlaştırıp, Suriye'nin hem kronik sorunlarını çözme, hem toprak bütünlüğü, egemenliği, güvenliği başta olmak üzere, bütün Suriye'yi oluşturan halkların eşitliği, özgürlüğü konusunda da hassasiyetimizi, can ve mal güvenliği konusundaki hassasiyetimizi koruyarak ortaya koyduğumuz bir çalışma var. Bu çalışmalar devam ederken İsrail'in herkesin hilafına bu türden bir tavır içerisinde olmasını tabii ki kabul etmek mümkün değil.
'DÜRZİLERİN İSRAİL TARAFINDAN PROVOKE EDİLİP DESTEKLENMESİ KABUL EDİLEMEZ'
Sabah saldırıların başladığı andan itibaren Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı bilgilendirdiklerini ve bölge ülkeleriyle yakın diyalog içerisinde olduklarını vurgulayan Fidan, "Ürdün sınırına yakın yerde oluyor malumunuz olaylar Güney'de. Ürdün'le yakın koordinasyon içerisindeyiz. Amerika Birleşik Devletleri'nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barak'la yakın iletişim içerisindeyiz. Aynı zamanda duyduğumuz, bizim kendi görüşlerimizi, bu konuya ilişkin önerilerimizi istihbarat teşkilatımız üzerinden İsraillilere de ilettik. Yani burada bir istihbarat istemediğimizi, özellikle Güney'de olan ve sivil bir takım zayiatlarla sonuçlanan, kimsenin tasvir etmediği olayların merkezi yönetimin bölgede bir güvenlik sağlayıcı tedbiri olmadığı sürece çözülemeyeceğini herkes biliyor. Oradaki dürzilerin bir kısmının İsrail tarafından provoke edilip desteklenmesi ve bir istikrarsızlık unsuru haline gelmesi tabi kabul edilemez. Dürzilerle Bedeviler arasında vuku bulan çatışmalar, bir şekilde güvenlik güçlerinin müdahalesiyle nihayete ermek durumunda. Orada her iki taraftan da sivil kayıpların önlenmesi fevkalade önemli. Diğer taraftan bütün ülkede merkezi otoritenin iradesini ortaya koyması, güvenliği, barışı, refahı tesis etmesi de fevkalade önemli. Şimdi bunların hilafına küçük küçük adacıklar oluşturup parçalanmış bir Suriye'yi ortaya koymak Suriye'de kaosun devam etmesi demektir. Bizim bunu kabul etmemiz mümkün değil. Yakın dostlarımızla bölgede çalışıyoruz. Amerika ile beraber de çalışarak, önümüzdeki 3-4 saat içerisinde umarım bir sessizlik ve ateşkes sürecine gireceğiz" diye konuştu.
'İSRAİL YOL YAKINKEN, İSTİKRARSIZLIK OLUŞTURAN POLİTİKALARDAN VAZGEÇMELİ'
Bakan Fidan, bir gazetecinin "İsrail'e yönelik uluslararası topluma mesajınız nedir?” sorusunu ise şöyle yanıtladı:
"Bugün güvenlik konseyinde bir konuşmam olacak. Orada da aslında Cumhurbaşkanımızın vizyonunu ve mesajını da iletme imkanımız olacak, hem Gazze meselesinde hem Suriye meselesinde. Mesajımız net: Bölgede istikrarsızlığı sağlayarak kimsenin güvenliği sağlanmaz. İsrail yol yakınken, istikrarsızlık oluşturan politikalardan vazgeçmeli. Bu sadece bölge için değil, İsrail için de çok tehlikeli bir durum. Herkesin ateşe atıldığı bir durum. Yani burada başta Amerika, Avrupa Birliği, bölge ülkeleri olmak üzere uluslararası camianın büyük bir hassasiyet gösterip İsrail'e dur demesi gerekiyor. Aksi takdirde bölgede istenmeyen sonuçların ortaya çıkacağını söylemek mümkün. Konuyla yakından ilgilenen bölge ülkeleri var, bölge dışı ülkeler de var. Amerika Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack yakından takip ediyor, taraflarla görüşme içerisinde, biz de sürekli gün içerisinde görüşüyoruz. Haber, bilgi alışverişimiz var, konuları koordine ediyoruz. Ürdün bu konuda önemli bir aktör. Çünkü olayların birçoğu Ürdün sınırına yakın yerlerde oluyor. Ürdün'de tabiatıyla endişelenmekte haklı. Orada da görüşlerimiz aynı. Ürdün'le görüşüyoruz, Suudi Arabistan'la görüştük, Amerikalılarla görüşüyoruz. Hem görüşüyoruz hem ciddi değerlendirmelerde bulunuyoruz. Bunun sonuçlarının bölgeye getireceği sıkıntıyı tarafların görmesi lazım. Diğer taraftan özellikle YPG'nin bir takım hareketlilik içerisinde olduğuna ilişkin duyumlar da alınıyor. Onlara da mesajımız, buradaki karışıklığı fırsat bilip, istenmeyen bir duruma girişmesinler. Var olan kritik ve hassas süreci daha da Suriye'de sıkıntılı hale getirmesinler. İstiklarlı ve yapıcı bir rol oynasınlar. Aksi takdirde fırsatçılık beraberinde büyük bir riski getirir."
'TÜRKLERİN VE HAKLARININ YOK SAYILDIĞI BİR DENKLEMİ KABUL ETMEYİZ'
Bakan Fidan, gayri resmi Kıbrıs toplantısına ilişkin ise "Güvenlik Konseyi toplantısından sonra Birleşmiş Milletler Genel Sekreterinin ev sahipliğinde gayri resmi Kıbrıs toplantısı olacak. Rum ve Türk taraflarının liderleri, garantör devletler olarak Yunanistan Dışişleri Bakanı, Türk Dışişleri Bakanı ve İngiliz meslektaşımız toplantıya hep beraber iştirak ediyoruz. Bu formatta bizim amacımız birincisinde de olduğu gibi, adadaki gerçeklere dayalı bir vizyondan hareketle, iki toplumun da lehine olacak, uluslararası topluma ve bölgeye daha fazla istiklal üretecek bir hal tarzı nasıl mümkün olur? Biz oldukça yapıcıyız bu konuda. Cumhurbaşkanımızın bu konudaki vizyonu çok net. Her zaman için kazan kazan formülüyle hareket ediyoruz. Karşı tarafa empatimizi hiçbir zaman için eksik etmiyoruz. Ama Türklerin ve haklarının yok sayıldığı bir denklemi de kabul etmemiz söz konusu değil. Mevcut statükonun şu ana kadar Türklerin haklarını hiçe saydığı bir ortama hazırladığını hep gördük. Birleşmiş Milletler de esas itibariyle bu konudaki tespitlerimizi büyük ölçüde kabul ediyor. Biz hiçbir zaman için müzakereden kaçan, konuları medeni bir şekilde, rasyonel bir şekilde, olgun bir şekilde tartışmaktan kaçan bir ülke değiliz. Bu tartışmaya, görüşmelere, diyaloga devam edeceğiz. Umarım yani taraflar bugün her iki tarafın da lehine olacak. Çözümlere ulaşırlar. Bazı senaryolar var, fikirler var aklımızda. Bir önceki toplantıda alınmış bazı kararlar var. Onların takibiyle ilgili tabii ki konuşacağız. Ve bu toplantıda yeni, başka ne türlü kararlar alınabilir, mutabakata varılabilir, onları tartışacağız" diye konuştu.